Elektrikli Araç Teknolojisi (e-mobility) Nedir?
Fosil yakıtlı araçlar halihazırda günümüzde ulaşım sektörünün çok büyük bir kısmını kapsamaktadır. Ancak fosil yakıt rezervlerinin günden güne azalması, yakıt fiyatlarındaki belirsizlikler, CO2 emisyonu elektrikli araç (EA) teknolojilerinin gelişmesinde başlıca motivasyon kaynaklarıdır.
“Elektromobilite” yada diğer bir adıyla “e-mobility”, elektrik enerjisi ile çalışan otomobillere verilen genel isimdir ve tam elektrikli araçları, hibrid elektrikli araçları ve hidrojen yakıt hücresi teknolojisini kullanan araçları kapsar.
Elektrikli araçların yeni bir teknoloji olduğu söylenmektedir ama gerçekte ilk elektrikli araç (EA) modeli Profesör Stratingh tarafından 1835 yılında Hollanda’da geliştirmiştir. Ardından 1838 yılında Robert Davidson 6.4 km/h hıza ulaşabilen elektrikli lokomotifi üretmiştir. Daha sonra 1888 yılında Andreas Flocken tarafından da bir elektrikli araç geliştirilmiş fakat o dönemde petrol fiyatlarının azalması ile popülaritesini yitirmiş ve yerini fosil yakıtla çalışan içten yanmalı motorlu araçlara bırakmıştır.
1970 ve 1980’lerdeki enerji krizleri elektrikli otomobillere tekrar kısa süreli bir ilgi oluşturdu, fakat günümüzdeki gibi büyük kitlesel bir pazara ulaşılamadı. 2000’li yılların ortalarından beri batarya ve güç yönetimi teknolojilerindeki ilerlemeler, değişken petrol fiyatlarının sebep olduğu endişeler ve sera gazı azaltma gereksinimi elektrikli otomobilleri yeniden gündeme getirdi.
Elektrikli Araç Tipleri
Elektrikli araçlarda tahrik sistemi, sadece elektrik motorundan veya hem elektrik hem de içten yanmalı motordan beslenebilir. EA’ların temel parçaları; enerji depolama için batarya, tahrik sistemi için elektrik motoru, jeneratör, mekanik iletim ve güç kontrol sistemleridir. Bu parçaların farklı yollarla ve farklı sistemlerde kullanılmasıyla üç ana EA çeşidi oluşmuştur. Bunlar; Hibrit Motorlu Araç (HMA), Hibrit Elektrikli Araç (HEA) ve Sadece Elektrikli Araç (SEA)’dır. HMA’larda standart içten yanmalı motora ek olarak küçük bir batarya kullanılır. Böylece yakıt verimliliği konvansiyonel hafif ticari bir araca göre %25 artırılır. Elektrik motoru, aracın rölantide çalışma süresini kısaltır, kalkış ve ivmelenme yeteneğini artırır. Bunlar şehir içinde dur-kalk halinde seyreden araçlarda yakıt tüketimini azaltır. Hibrit araçlar, hem elektrik motorunun hem de içten yanmalı motorun tekerleri sürebileceği ikili bir yakıt sistemine sahiptir. Ford C-Max, Hybrid ve Honda Civic Hybrid HMA örnekleridir. HEA’lar; içten yanmalı motor, elektrik motoru, harici enerji kaynağından şarj olabilen batarya depolama sistemi içerir. HEA enerji verimliliğini göz önüne alarak sürüş için sadece batarya, sadece içten yanmalı motor veya bu ikisinin kombinasyonunu kullanır. Sade elektrikli sürüş için batarya kapasitesi genellikle 4-16 kWh mertebesindedir ve içten yanmalı motoru batarya şarjı yeterli olmadığı zaman sürüş menzilini oldukça uzatabilir. Toyota Prius ve BMW i8 modelleri HEA örnekleri olarak gösterilebilir. SEA’lar tamamen elektrik enerjisi ile çalışırlar, içten yanmalı motorları yoktur ve sürüş menzillerinin sonunda tekrar şarj edilmeye ihtiyaç duyarlar. Günümüzde SEA’ların menzilleri ve batarya kapasiteleri değişkenlik gösterirken menzil ve batarya kapasitelerinin arttırılması yönünde teknolojik yenilikler üzerinde sürekli çalışılmaktadır. Bu tip araçlara örnek olarak Tesla Model S gösterilebilir.
Fosil yakıtlı araçlar halihazırda günümüzde ulaşım sektörünün çok büyük bir kısmını kapsamaktadır. Ancak fosil yakıt rezervlerinin günden güne azalması, yakıt fiyatlarındaki belirsizlikler, CO2 emisyonu elektrikli araç (EA) teknolojilerinin gelişmesinde başlıca motivasyon kaynaklarıdır.
Elektrikli araçlar çalışırken, daha az ses ve daha az zararlı emisyon üretirler. e-Mobilite sayesinde, taşıtların bataryalarında veya hidrojen tanklarında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasıyla emisyon seviyesinin sıfıra inmesi beklenmektedir.
2005 yılındaki 501 g/kWh olan toplam CO2 emisyonu değerinin 2050 yılında %50 oranında düşürülmesi hedeflemiştir.
Verimlilik, çevresel sürdürülebilirlik, azalan fosil yakıt rezervleri, enerjideki dışa bağımlılık ve CO2 emisyonu gibi faktörler düşünüldüğünde yakın gelecekte fosil yakıtlı konvansiyonel araçların yerini elektrikli araçların (EA) alması beklenmektedir.
Teknolojideki son gelişmeler elektrikli araçlar için çok daha iyi imkanlar sunuyor. Önemli teknolojik yenilikler, altyapı alanındaki gelişmeler, yakıt fiyatlarının artması ve çevrenin korunması gibi birçok farklı etken, elektrikli araç yatırımlarını cazip kılıyor, Globalde Taşıt ve batarya üreticileri, enerji sağlayıcıları ve politikacıların tamamı e-Mobilite potansiyelini hayata geçirmek için iş birliği içinde çalışıyorlar.
EA pazar paylarının artması temel olarak cazip devlet teşvikleriyle araç fiyatlarının düşmesine, şarj istasyonu alt yapısının ve batarya teknolojilerinin gelişmesine ve şarj sürelerinin kısalmasına bağlıdır.
Yayınlanma Tarihi: 03 Kasım 2020, 07:11
18 Kasım 2020, 07:11
Güzel bir özet olmuş. tebrik ederim..
23 Kasım 2020, 04:11
Zeynel Bey güzel yorumunuz için teşekkür ederiz.
10 Kasım 2020, 17:11
Bilgilendirme için teşekkürler Entes Ailesi bu alanda ne gibi faaliyetlerde bulunacak her zamanki gibi güncel ve yenilikçi Entes ailesini tebrik eder başarılar dilerim
23 Kasım 2020, 04:11
Merhaba Durmuş Bey, Öncelikle blog yazımıza ilgi ve yorumunuz için çok teşekkür ederiz. Biz ENTES ailesi olarak kuruluşumuzdan bu yana her zaman Elektronik üretim alanında ilklerin öncüsü ve takipçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Saygılarımızla.