Teknolojimiz Güneşe mi Bağımlı?
Günümüzde bu yeni nesil paneller özel kablolama, depolama ve iletim sistemleriyle desteklendiğinde, üretilen elektrik güneşlenme süresinin nispeten az olduğu kışın bile gayet muazzam bir miktara ulaşılabilir.
Enerjimiz yoksa hiçbir şeyimiz yok. Esasında tüm teknolojik gelişimimize baktığımızda bu gelişim hızının ve kalitesinin enerji üretmekte, depolamakta ve dağıtmaktaki başarımızla sınırlı olduğunu çok açık görebiliyoruz. Yeterince enerjiyi üretemediğimiz noktalarda ise nasıl daha az tüketiriz veya en verimli nasıl dağıtıp, depolarız konusu hep bir çözüm olarak ortaya konuyor.
Sanayi devriminin başlangıcından beri pek çok enerji üretme yöntemi geliştirdik ve kullandık. Bunların arasında eko-sisteme yoğun zarar veren fosil yakıtlar, atomun parçalanması gibi yöntemlerin yanı sıra sudan (bu yöntemin her ne kadar eko-sisteme en az fosil yakıt kadar zarar verme potansiyeli yadsınamaz), rüzgardan (temiz enerji üretme yöntemi olsa da aşırı gürültüsü nedeniyle kimse yanı başında istemiyor) ve hatta güneşten bile enerji üretmeye çalışıyoruz.
Esasında aynı geçmişte olduğu gibi gelecekte de enerji kaynağına sahip olanlar veya enerji kaynağını yönetecek güce sahip olanlar Dünya’da söz sahibi olacaklar. Bizim gibi pek çok ülkenin en büyük cari açık kalemini oluşturan enerji, yenilenebilir yerli kaynaklar olmadan karşılanmaya devam ederse, hangi alanda nasıl bir teknolojik atılım yapacağımızın çok da önemi kalmayacak, dışa bağımlılık sonsuza dek sürecek.
Peki bu kısır döngüyü kıracak ve neredeyse tüm Dünya’ya adilce dağıtılmış bir enerji kaynağı var mı? Evet var - gündüz kafanızı kaldırdığınızda tam üstünüzdeki kaynak, parlak ''Güneş''
Güneş ışıklarından enerji yani elektrik üretmek günümüz teknolojisi ile mümkün. Elbette bahsettiğimiz teknoloji güneş panelleri. Burada söz konusu olan paneller yazlıklarımızda su ısıtmada kullanılan konvansiyonel boyalı paneller değil; yeni nesil nanoteknoloji, seçici yüzeyli güneş panelleri.
Günümüzde bu yeni nesil paneller özel kablolama, depolama ve iletim sistemleriyle desteklendiğinde, üretilen elektrik güneşlenme süresinin nispeten az olduğu kışın bile gayet muazzam bir miktara ulaşılabilir.
Waldpolenz PV güç santralı – Almanya – 52 Mega Watt
Fotovoltaik terimi işe bu teknolojinin bir yansıması. Terim photos-ışık ile volta- voltaj'ın birleşimiyle oluşuyor. Kabaca “ışık ve elektrik” demek ve terim PV diye kısaltılıyor. Konusu daha önce de belirttiğimiz gibi güneş enerjisinden elektrik akımı üretmek. Fotovoltaik dendiğinde sistem bazında bir kavram akla gelmekte. Fotovoltaik, akımın nasıl verimli şekilde alternatif akıma dönüştürülebileceği, nasıl saklanacağı (pil-akü) veya kurulacak yerin coğrafik ve güneşlenme konumuna göre ne kadar, nasıl verimler elde edilebileceği gibi olayları da inceliyor.
Güneş ile enerjiyi bir şekilde üretsek de öncelikli sorunumuz her kaynakta oluğu gibi bunu verimli şekilde depolamak ve dağıtmak. Ürettiğimiz enerjinin çok büyük kısmını doğru ve uzun süre depolayamadığımız ve dağıtamadığımız için kullanamadan kaybediyoruz. Bu nedenle en verimli enerji üretim yöntemi tüketileceği yere en yakın noktada bunu üretmek.
Fotovoltaik’deki gelişmeler sayesinde günümüzde evlerimizin ihtiyacı için kendi elektriğimizi üretip hatta istersek fazlasını şebekeye satabiliyoruz. Yavaş da olsa araçlarımızda bu teknolojiye geçiş yapıyorlar.
Stella dünyanın ilk dört kişilik güneş enerjili aile aracı
Gelecekte belki de bu teknolojiyi yaygın olarak bir şekilde üzerimizde taşıyarak kullandığımız tüm taşınabilir cihazların enerjisini kolaylıkla karşılayabileceğiz.
Kısaca fotovoltaik insanlığa merkezi enerji üretimi yerine noktasal enerji üretiminin kapısını ardına kadar açıyor. En başta dediğimiz gibi yaşamın da kaynağı olan güneş tüm Dünya’ya adilce dağıtılmış bir enerji kaynağı ve teknolojimiz güneşe bağımlı…
Yayınlanma Tarihi: 26 Kasım 2019, 09:11